Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
# Özet # Sanat Nedir Geniş Tanım # Filozof ve Sanatçıların Sanat Tanımları # Sanat Eserlerinin Genel Özellikleri # Bir Sanat Eserinde Olması Gerekenler # Sanat Eseri Neden Gereklidir # Sanatın Sınıflandırılması # A) Endüstriyel Sanatlar (Zanaat) # B) Güzel Sanatlar # Sanat ile Zanaatın Farkı Nedir # Sanatın Elemanları # Sanatın İlkeleri # Sanatın Bilim Dalları ile İlişkisi # Sanat Terimleri Sözlüğü # Felsefede Sanatın Sınıflandırılması # Sanat Akımları # Sanatın Toplum Üzerindeki Etkilerine Örnekler # Sanat Nedir Konusu Üzerine Bir Deneme # KAYNAKÇA
Kısaca belli kalıplar içine konulamayan ve estetik olan insan duygularının dışa vurumudur.
Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılığa SANAT denilir.
Sanat, insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur. İnsanlığın geçirdiği evrimler yaşama biçimlerini, yaşama bakışlarını, sanat biçimlerini ve sanata bakışlarını değiştirmiş, her dönemde ve her toplumda, sanat farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır.
Bknz: Sanatın Doğuşu Ve Gelişimi
Bugün sanatın "duygusal ve düşünsel etkileme gücü"ne sahip oluşu daha belirleyicidir. Bu anlayışa en uygun tanımı yapan Thomas Munro'ya göre; "sanat doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir." Sanat, güzel ile uğraşır. Güzel göreceli bir kavramdır. Kendi içinde tutarlı bir bütünlüğü taşıyan şey çirkin, acı verici, iğrendirici bile olsa estetik açıdan güzeldir.
Sanat, nesnel ve öznel yaklaşımlara göre farklı açıklanır. Nesnel yaklaşımda sanat, toplumsal etkilerle, öznel yaklaşımda ise salt bir bireysellikle yaratılır.
Kant'a göre; sanatın kendi dışında, hiçbir amacı yoktur. Onun tek amacı kendisidir. Güzel Sanatı ancak deha yaratabilir.
Hegel'e Göre Sanat: sanattaki güzellik doğadaki güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür. Kendisine doğanın taklidinden başka amaç bulmalıdır.
Karl Marks'a Göre Sanat: yaratıcı eylem, insanın ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir aşamasıdır. Bu, toplumsal bir karakter taşır. Sanat, yaşamı insanileştiren bir olgudur. Araştırıcı, yaratıcı, çok yönlü tümel insana ulaşma çabası içinde sanatlar gelişebilir.
Benedetto Croce Göre Sanat: güzelliğin yerine anlatımı öne çıkarır. Sanat, sezginin ve anlatımın birliğidir. Bireysel ve teorik bir etkinliktir. Doğa, sanatçının yorumu ile güzel olabilir.
Heinrich Heine Göre Sanat: Sanat, tıpkı dünya gibi, başına buyruktur, ve insanın dünyayı kavrayışı durmaksızın değişirken dünyanın her zaman aynı kalması gibi, sanatın da insanların geçici kavramlarından bağımsız kalması gerekir; böylece sanat özellikle ahlaktan bağımsız kalmalıdır çünkü ahlak, dünya üzerinde ne zaman yeni bir din çıkıp eskisini bir yana itse, sürekli olarak değişir.
Ernst Fischer'e Göre Sanat: Çürüyen bir toplumda, sanat, eğer gerçeğe sadık olacaksa, çürümeyi de yansıtmalı. Ve eğer toplumsal işleviyle bağlantısını koparmak istemiyorsa, sanat, dünyanın değişebilir olduğunu da göstermeli. Ve değişmesine yardımcı olmalı.
Schopenhauer'e Göre Sanat: Nesnelerin çekiciliği bize dokunmadıkları ölçüdedir. Hayat hiçbir zaman güzel değildir; güzel olan hayat üzerine yapılmış betimlemelerdir sadece.
Bknz: Filozofların Sanat Anlayışı
1. Öznellik
2. Biriciklik
3. Özgünlük
4. Estetiklik
5. Ölçülülük (Oran ve Simetri)
6. Kalıcılık
7. Yerellik - Evrensellik
1. Sanat Eseri Teknik Olarak Kalıcı Olmalıdır : Sanat eseri teknik olarak kalıcı olmalıdır, mesela Leonardo da Vinci’nin kendi yaptığı boyaların 5-10 yıl sonra bozulduğunu düşünün, o zaman bu sanat eserleri olur muydu? Veya Franz Kafka’nın Naziler tarafından yakılmış eserlerini düşünün, yakılmadan önce bu eserler vardı ama şimdi?
2. Sanat Eserlerinde Orijinallik : Sanat eseri sanatçının anlatmak istediği evrenin bir parçası hakkındaki algılamalarını bize verirken o eser en azından teknik olarak özgün-orijinal olmalıdır, yani daha önce “bu şekilde bir algılama aynı teknikle” verilmemiş olmalıdır.
3. Sanat Eserlerinde Çarpıcılık : Sanat eseri çarpıcı olmalıdır (Katharzis etkisi için), bunun için sanat eserinin kompozisyonunun, düzeninin, renklerinin, ritminin albenili olması gereklidir, ki sanat eseri değerlendirici kesim tarafından algılanabilsin, dikkati çekilsin, bu şimdiye kadar yapılmamış teknikler uygulanarak, gariplik, çirkinlik özelliği kullanılarakta yapılabilir, ama en çok kullanılan güzellik, hoşluk, estetik ve çarpıcı cümleler renkler öğelerdir.
4. Sanat Eserlerinde Çağdaşlık : Sanat eseri çağına uygun biçimde ve çağdaşlarıyla uygun sanat ekollerinin birisine atfedilecek bir şekilde veya en azından bu ekollerden birisine benzediği varsayılarak değerlendirilir. Eğer bunlar uygulanamıyorsa Sanatçının sanat eserleri yeni bir ekol sayılabilcek düzeyde (kalitede ve kantitede) olmalıdır-ki sanatçının bu yeni sanat eserleri dizisi eski ekollerle sürekliliği olan yeni bir ekol sayılabilsin. Eğer bu ekoller o sanat eserine uygulanamıyorsa, veya sanat tekniğinde ekoller çok belirgin değilse, o zaman o eserler içerdikleri objelere görede sınıflandırılabilirler.
5. Sanat Eserlerinde Evrensellik : Sanat eseri evrensel olmalıdır, yani dünyadaki tüm sanattan iyi anlayan değerlendiriciler tarafından zaman içinde ortak sanat değerleri dizisinde yeri olduğu fikri ortak olarak benimsenmelidir, bu zaman alıcı bir süreçtir, sanat eseri tüm dünyadaki sanat değerlendiriclerinin beğenisini kazanmasını gerektiren süreçlerden geçmelidir ve bu yorumlar kalıcı olmalıdır. Bu süreç aynı zamanda sanat eserinin “Klasik” bir sanat eseri olduğu mertebesini de beraberinde getirir. Eğer sanat eseri tüm yorumcular tarafından aynı düzeyde algılanmıyorsa veya yorumcular yorumlarını ve ilgilerini o sanat eseri için zaman içinde değiştiriyorsa o sanat eseri sadece beğenildiği zaman süreci içerisinde Klasik olarak değerlendirilmez ama bir kısım değerlendirici tarafından belli bir süre sanat eseri olarak algılanıyorsa o zaman “Popüler” sanat olarak değerlendirilir (Pop müzik gibi). Eğer bir sanat eseri yeterli sanat değerlendiricilerinin değil de sanat bir kolu eseri ve tarihi hakkında yeterli sanat değerlendiricileri kadar bilgisi olamayan kişiler tarafından değerlendirilmiş ve sürekli değil ama belirli bir süre için belli bir yerde büyük sayıda kişi tarafından beğeni kazanmış eserler de Popüler sanat ünvanını kazanır. Ama bir sanat eseri hemen her yerde tüm yeterli sanat değerlendiricilerinin çoğunluğunun (hepsinin olmayabilir) beğenisini her zaman kazanıyorsa o eser Klasiktir.
6. Sanat Eserlerinde Kişisel Devamlılık : Sanatçının evrimi sanatçının eserleri en azından onun belli bir dönemi için, evren parçaları hakkındaki görüşünü gösterir, insan doğasına uygun olarak belli dönemlerinde veya tüm sanat yaşamı boyunca eserleri onun bu görüş açısını yansıtır, yine insan doğasına uygun olarak zamanla sanatçı değiştikçe bu görüş açısıda değişebilir, genellikle bu değişim sanatçının eski bakış açılarına uyumlu bir biçimde olur. Yani bir sanatçının sanatı sürekli olarak değişir. Bunu sanatçının gelişimi, değişik evreleri diye adlandırmak mümkündür.
7. Sanat Eserlerinde Yayınlanma Gerekliliği : Sanat eseri yayınlanmalıdır, alıcıların-değerlendiricilerin yani tüm insanlığın görüşüne sunulmalıdır, yayınlanmamamış bir eserin anlamı eser eğer imkansızlık nedeni değilde bilinçli olarak yayınlanmamışsa o eseri yaratanın kişisel tatmininden öteye geçmez, yayınlanmamış bir bilimsel araştırmadan farkı yoktur.
8. Sanat Eserlerinde Soyutlama -Değiştirme : Sanatçı evreni kendi aklına göre yorumlamalıdır, tamamen orijinaline benzeyen kayıtlar sanat değildir. Estetik kaygılar, soyutlama ve saflaştırma, Aristonun Mimesis ve Katarsis mental tekniklerine-kuramları gibi sanat teoriği ve estetik kurallar uygulanır. Bu değiştirme sembolizm yani semboller kullanılarak bazı kavramların yeniden tanımlanmasınıda içerebilir.
9. Sanat Eserlerinde Yaratıcılık / Özgünlük : Bi sanat eseri özgün olmalı her yerde karşımıza çıkabilecek veya herkesin yapabileceği birşey değil insanı şaşırtan, hayrete düşüren, ufkunu açan, hayal dünyasını geliştiren bir yapısı olmalı. Sanat eseri özgün olmalı bir konu üzerine çalışma yapan 3 sanatçının her birinin ortaya sunduğu eser kendine has olmalı. Kısaca her sanatçının kendine has bir yaratılığı olmalı.
Sanat yaşamın içinden geldiği gibi aynı zamanda toplumda yaşayan bireylerin yaşamlarını da etkiler. Toplum sanatın olası içeriğini ve işlevini belirler. Burada sanatçı önemli bir noktadır. Çünkü bu eserler onun bir parçasıdır. . Sanat, duyular dünyasından işlevde, biçimde ve içerikte kökten ayrıdır; ama gene de bu dünyanın bir parçasıdır. Sonuçta sanatçı da bu dünyanın içinde yaşadığına göre sanat eserinin bu dünya ile ilişkisiz, tamamıyla kopuk olduğu düşünülemez. Sanat sadece gerçeğin bir betimlemesi değildir; kendi gerçeğinin bir koşutudur. Sanatın kendi içersinde bir hayatı vardır. Gerçekte sanat, toplumun bir parçasıdır. Çünkü çevresiz hiçbir şeyin olmayacağını bilmemiz gerekir. Sanat sadece insan ilişkilerinin dayandığı iletişimleri olanaklı kılmaya yardım etmekle kalmaz; üstelik bu ilişkilerin niteliğinin de bir parçasıdır.
Sanat genel olarak önce iki gruba ayrılır:
A) Endüstriyel Sanatlar (Zanaat)
B) Güzel Sanatlar
Örneğin: Çinicilik, oymacılık, ahşap işleri, kuyumculuk, marangozluk, demircilik gibi.

İnsanda heyecan ve hayranlik uyandiran sanatlardır. Yukarıda belirttiğim gibi zanaat kavramından yani marangozluk, demircilik gibi, el işinden çok, ruh ve duyguyu ilgilendiren sanatlardir.
Güzel sanatlar modern sınıflandırmada şu an için 7 alt sınıfa sahiptir. Tabi teknoloji ve insan kültürü değiştikçe bu sınıflandırmalara yenileri eklenebilir.
Bunlar;
1. Yüzey Sanatları: Tüm iki boyutlu sanat çalışmaları, yani bir eni ve bir boyu olan kâğıt veya tuval üzerine, bir duvar ya da kumaş üzerine uygulanan sanatlardır. Resim ve türleri (yağlı boya, sulu boya, baskı sanatları vb.), duvar resmi, minyatür, karikatür, fotoğraf, süsleme vb.

2. Hacim Sanatları: Üç boyutlu sanat çalışmalarıdır. Söz gelimi heykel, seramik, anıtlar vb.

3. Mekân Sanatları: İç ya da dış mekânı kapsayan ya da düzenleyen sanat dallarıdır. Mimarî ve çevre düzenlemesi gibi mekâna ilişkin tüm tasarım çalışmaları bu gruba girer.

4. Dil Sanatları: Edebiyat ve yazı türlerini kapsayan sanatlardır. Roman, hikâye, şiir, deneme, tiyatro metni ve film senaryosu vb.

5. Ses Sanatları: Müzik ve müziğin bütün türlerini kapsayan sanatlardır. Halk müzikleri, klâsik müzikler vb.

6. Eylem Sanatları: İnsan bedeniyle anlatım gücü kazanan sanatlardır. Bale, dans türleri, halk dansları, pandomim vb.

7. Dramatik Sanatlar: İnsanın bir eylemle kendini veya bir olayı, bir olguyu anlattığı sanatlardır. Tiyatro, opera, müzikal oyun, kukla gibi sahne sanatlarıyla sinema, gölge oyunu gibi türler bu grupta toplanabilir.

Bknz: Güzel Sanatların Sınıflandırılması
Bknz: Güzel Sanatlar
Sanat: Estetik, beceri ve yeteneği hayal gücü ile harmanlayıp ortaya bir eser koymak için çaba harcamak; bu çabayı notaya, tuvale, taşa, kağıda vs. aktarıp sonuçta bir eser vücuda getirmektir.
Zanaat: kelime olarak aynı anlama gelmekle birlikte (dilimizde farklı bir sözcük üretilmediği için), el becerisi ile herhangi bir şeyi inşa veya tamir etmek için kullanılmaktadır. Eğitim’le olduğu gibi usta/çırak ilişkisi ile de öğrenilir zanaat. Sanatı andıran estetik unsurlar olsa da, sanatta olduğu gibi özel bir kabiliyet, yeni duygular, değişik tat ve zevkler ve farklı ufuk derinlikleri ortaya koymayı gerektirmez.
Bknz: Sanatcı Zanaatçı Farkı

1. Çizgi
2. Renk
3. Biçim
4. Form
5. Doku
6. Valör
7. Espas
1. Denge
2. Ritm
3. Hareket
4. Zıtlık
5. Bütünlük
6. Vurgu
7. Motif

1. FİLOLOJİ: Dil bilimidir. Dünya üzerindeki var olan dilleri inceler. Dil üzerine yapılan bir çok sanat eseri vardır. Ayrıca dil sanatları dediğimiz dile anlamı güçlendiren, çeşitlendiren anlatım biçimleri mevcuttur.
2. PALEOGRAFİ: Eski yazıların okunmasını sağlayan bilim dalıdır. Yazıların tür ve şekillerini inceler. Eski yazıların bir çoğu yazıtlar veya tabletler üzerine yazıldığı için bugün tarihi eser ve bir çoğu sanat eseri kapsamındadır.
3. EPİGRAFİ: Kitabeleri (taşlar üzerine işlenen yazıları) okuyup araştıran ve yorumlayan bilim dalıdır. Paleografide bahsettiğim gibi bu kitabeler insanlığın ilk sanat eserlerindendir göktürk yazıtları gibi.
4. ARKEOLOJİ: Kazı bilimidir. Toprak veya su altında kalmış, geçmiş uygarlıklara ait kalıntıları ve eserleri saptayarak bunların çıkarılmasını ve değerlendirilmesini sağlar. Yapılan arkeolojik kazılarda çok eski sanat eserlerine rastlanmaktadır. Henüz insanoğlu yazıyı icat etmemişken resim ile ve küçük süs eşyalarıyla sanat eserleri üretiyorlardı. Mağara duvarlarına çizilen çizimler bugün dünyanın ilk sanat eserleri kabul edilmektedir.
5. NÜMİSMATİK: Madeni para (sikke) bilimidir. Geçmişte basılmış paraları inceler. Yine basılan paralar ve üzerine yapılan işlemeler birer onları birer sanat eseri haline getirmiştir.
6. TARİH: İnsan toplumlarında ve toplumlar arasında meydana gelen olay ve gelişmeleri belirli yer ve zaman göstererek sebep ve sonuç ilişkilerini araştırıp, inceleyen bilim dalıdır. Tarih insanın tüm yolculuğunu dolasıyla sanatında yolculuğunu önümüzü sermektedir. Bu anlamda sanatla iç içedir. Sanat tarihi diye al bölümü de mevcuttur.
7. KRONOLOJİ: Zaman bilimidir. Olayların tarihlerini saptayarak, oluşum sıralarını düzenler. Arkeoloji ve tarih gibi sanat eselerinin gün ışığına çıkması kadar onların hangi döneme ait olduklarını bilmek bu sanat eserlerini kronolojik olarak zamanlandırmak çok önemlidir. İnsanlığın ilk dönemde yaptığı sanat eserleri bugünün koşulunda yapıldığında sanat eseri olmayabilir. O dönemde o şartlar altında o kültürde iken ancak birer sanat eseridir. Bu anlamda kronoloji sanat açısından oldukça önemli bir bilimdir.
8. ARKEOMETRİ: Arkeolojik buluntuların saptanması ve tarihlerinin belirlenmesinde, fen, doğa bilimleri, matematiksel ölçüm ve analiz yöntemlerini inceleyen bilim dalıdır. Yukarıda bahsettiğim kronolojinin yapılabilmesi için önce bulunan sanat eserinin yaşlandırılması yani üretildiği tarihin belirlenmesi gerekir bunun içinde arkeometri bilimine ihtiyaç vardır.
9. COĞRAFYA: Her olayın belirli bir mekanda meydana gelmiş olması sebebiyle bu bilim dalı sanat tarihi ile yakından ilgilidir. Coğrafya kültürleri ve dolasıyla sanat eserlerinin gelişiminde önemli rol oynar. Bir coğrafyada olmayan bir şeyi sanatçı yaratamaz en azından ürün olarak onu kullanamaz. Yani sanat evrenseldir fakat biçimi, tarzı, sunumu üzerinde bulunduğu coğrafyanın getirdiği şartların büyük önemi vardır.
10. ETNOGRAFYA (ETNOLOJİ) : Halk bilimidir. Toplumların öz kültürlerini, özellikle halk kültürünü inceler. Sanat insanların kültürlerinden doğar ve kütürden kültüre farklılık gösterebilir. Etnoloji işte her topluma ait kültür ve sanat eserlerini inceler ve literatüre sokar. Yani brezilyada samba, arjantinde tango, ankarada oyun havası hepsi danstır ama kültürden kültüre büyük değişim gösterir.
Sanat terimlerinin tamamını yazmak için bir büyük bir ansiklopedi yazmak lazım fakat başlıca terimleri sizin için derledim.
Antropomorfizm: ''İnsan biçimli'' - Sanatsal ürünlerin insan biçiminde yapılmasıdır.
Avamgard sanatı: Tam olarak öncü, önde giden olarak açıklanabilir. Askeri bi metadan gelir ve orduda giden birlik için kullanılırdı. Toplumsal, siyasal ve kültürel anlamdaki değişimlerin farkında olan ve buna taraf sanatçı tipi için kullanılmaktadır.
Bienal: Sanat alanında iki yılda bir düzenlenen sergiler, panelller, dünyanın en büyük uluslar arası avamgard sanat sergisini tanımlamak için kullanılır.
Derinlik: Resimde üç boyut, bir sanat eserinde ise ön plan ve arka plan arasındaki mesafe olarak kullanılır.
Dijital sanat: Bilgisayar destekli bir sanat formudur. Dijital fotoğraf, bilgisayar grafikleri, video, oyun tasarımı, film efektleri, elektronik müzik gibi...
Dördüncü boyut: Zamandır. Dört boyutlu bir şeyin yüksekliği, eni, derinliği ve hareketi vardır. Yani her şey bir zaman sürecinde değişir. Dans, tiyatro ve sinema gibi sanatlar dördüncü boyutu da taşır.
Duvar resmi: İç ve dış mekanların oluşu ve tavanların üzerine yapılan resimlerdir. Tarihi mağara resimlerine kadar görümek mümkündür. Bu alanda yetkinleşme Rönesans döneminde gerçekleşmiştir.Michelangelo, Leonardo da Vinci ve R. Santi bü dönemde konusunu hristiyanlıktan alan figürler yapmıştır. Örneğin, İsa'nın son akşam yemeği.
Eskiz: Bir tasarımın ya da planın tüm hatlarını, özelliklerini gösteren genel çizi.
Estetik: Haz ve güzelliğin ilkeleriyle sanat eserlerinin algılanması, insanların güzelliğe nasıl tepki verdiği, zevkin evrensel mi yoksa görece mi olduğuyla ilgilenen felsefe dalıdır.
Görsel kültür: Sanat terimi yerine kullanılır.
İkonografi: Bir konunun resimsel anlatım standartlaşmış dinsel içerikli sanat yapıtı.
Kitseh: Seçkinlerin beğenmediği, kitlelerinde kopamadığı sanat tarzı. Estetik açıdan bayağı değersiz olan ürün. Çok bilinen ''ağlayan çocuk'' resmi tipik kitseh örneğidir.
Küratör: Koleksiyon oluşturma, araştırma, sergileme ve yazma işiyle sorumlu olan kimse.
Madonna: Hristiyan ikonografisinde bebek İsa ve Meryem'in birlikte tasvir edildiği resimler için kullanılan terimdir. Bu resimlerle tanınan en önemli ressam Raphael'dir.
Mozaik: Küçük birbirinden farklı üç boyutlu parçaları bir yüzey üzerinde yan yana getirerek resim oluşturma tekniğine ve ortaya çıkan esere denir. Daha çok hayvan ve insan figürleri kullanılır. Mitolojik sahneler çoktur.
Figür: Fransızca ''yüz'' anlamına gelmektedir. Sanatta ise, bir çalışmada betimlenen her türlü varlık anlamında kullanılır.
Fresk: Islak sıva üzerine uygulanan bir duvar resmi tekniği. Özellikle kuru iklimler için çok uygundur. Rönesans sanatçıları bu tekniği en üst düzeye ulaştırmışlardır. Kilise duvarlarında görülür.
Galeri: Sanat eserlerinin sergilendiği ve satıldığı salon, bina ya da kuruluş. Latince verandası anlamına gelir.
Natürmont: Kaynağını doğadan alan resim.
Natürmort: ''Ölü doğa'' olarak da adlandırılmaktadır. Konu olarak cansız varlıkların seçildiği resim türüdür. Yaygın natürmort konusu; meyveler, çiçekler, kitaplar, kumaşlar ve çeşitli seramik ya da cam kaplardır.
Nü: Çıplak kadın ya da erkeğin betimlendiği sanat eseridir.
Popart: II. Dünya Savaş'ından sonra meydana gelen köklü değişimlerin bir göstergesidir. Tüketimi çekici hale geirmek için reklamlar, renkli afişler, hatta resimli dergi ve romanlar kullanılmaya başlanır.
Rölyef: Düz bir yüzeyden paranın ya da yüzeyin tamamının dışarı uzaması için yapılan tasarım. Resim ve heykellerde kullanılır.
Röprodüksiyon: Bir sanat yapıtının orjinal formuna sadık kalınarak kopyasının üretilmesidir.
Şövale: Ressamların üzerinde resim yaptıkları 2 ya da 3 ayaklı resim sehpası.
Vandalizm: Sanat ve edebiyat eserlerini tahrip etmeyi tanımlamak için kullanılır. Temel karakteri kültürüne ait olmayan eserlere düşmanlıktır ve bu eserleri yok etmek şeklinde ortaya çıkar.
Bknz: Güzel Sanatlar Sözlüğü
1. Algısal Sanatlar
a) İşitsel Sanatlar
b) Görsel Sanatlar
c) İşitsel Görsel Sanatlar
2. Kavramsal (Edimsel) Sanatlar
a) Yazılı Sanatlar
b) Sözel Sanatlar
3. Algısal Kavramsal Sanatlar
a) Görsel Kavramsal Sanatlar
b) İşitsel Görsel kjavramsal Sanatlar

Sanat akımları çok detaylı bir konu. bu konuyu aşağıdaki yazımda sunum şeklinde indirebilirsiniz.
Sanat Akımları Ödevi Slayt

Peki nedir sanat?
Sadece müzeler veya çerçeveli resimler mi?
Ve bu bağlamda, bazı insanlar söyle düşünür:
Ben, sanatı o kadar sevmiyorum yada sadece anlamıyorum. Sanat sanki sadece aydınlar veya sanatsal insanlar için gibi.
Fakat sanat herkes içindir..
Ve aslında çoğu zaman düşündüğümüzden daha fazla yerde bulunabilir.
Beğendiğiniz şarkılar, izlediğiniz filmler, şiirler, tiyatrolar ... büyükannenizin işlediği halı bile;
Hepsi sanat.
Yani merak ediyor olabilirsiniz:
Sanat tam olarak nedir?
Sanatı nasıl tanımlarım?
Aslında bunun cevabı oldukça zor.
Sanat binlerce yıldır etrafta ve zaman içinde farklı şekillerde gelişmiştir.
Ve bunu yapmanın nedenleri kişiden kişiye ve farklı faktörlere bağlı olarak değişir.
Yani sanatı tanımlamak oldukça zor.
Ve tarihte sıkça tartışılmıştır.
Herkesin kabul edeceği tek bir tanım yoktur.
Birçok insan, bir şeyin sanat olduğu zaman sanat olduğunu düşünür.
İçinizde bir duygu uyandırır.
Onun uyandırdığı duygular tamamen kendi geçmişinize, hislerinize bağlıdır.
Aslında yaşam hikayen, seni kim yapan her şeydir.
Bu yüzden üç farklı insan aynı resmi görebiliyor ve tamamen farklı tepkiler verebiliyorlar.
Bir resime bakan üç insan düşünelim;
İlk kişi, gördüğü en güzel şey olduğunu düşünebilir.
ikinci kişi bu resmi korkunç bulabilir.
Ve üçüncü kişi üzerinde ise hiç bir etki yapmaz.
Ve kimse yanlış değil;
Sanat söz konusu olduğunda herkes kendi tercihlerine ve duygularına sahip olur.
En sevdiğiniz şarkının size uyandırdığı hissi, en sevdiği heykelde başkasının hissettiği şey ile aynı olabilir.
Ve o heykelden hoşlanmasan bile, kendine sorman senin için değerli olabilir:
Bu kişi neden bu heykeli çok seviyor?
Belki onun hakkında ya da belki kendin hakkında bir şeyler öğrenirsin.
SANAT terimi gerçekte sadece bir etiket.
Yıllar geçtikçe, insanlar olsun ya da olmasın, onu sınıflandırmaya çalıştılar.
Ama bu sanatın konusu değil.
Kişisel deneyimlerinizle ilgili ve ona verdiğiniz anlamla.
Herkes sanata farklı tepki verir ve ondan öğrenip büyüyebilir.
Sanat bize hikaye anlatma şansı veriyor.
Geçmişimize ve duygularımıza dokunarak. Ve bunu diğer pek az şey yapabilir.
Sonuç olarak Sanat, deha düzeyindeki zekanın, var olana karşı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştığı bir alandır. Sanatçı, zekası ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın anlayanı azdır. Onu anlamak için çaba gerekir.
Sena, Cemil Estetik sanat ve Güzelliğin Felsefesi. Remzi Kitabevi.lstanbl11: 1972.
Sözen, Metin; Uğur Tanyeli. sanat Kavram ve Terimler Sözlü Remzi Kitabevi İstanbul: 1986.
Timuçin, Afşar Estetik. 2. Baskı BDS Yayınları. 1993.
Sanat Nedir - https://www.nedir.org/modules/wfsection/article.php?articleid=2076
Sanat - https://sanat.nedir.org
Tarih: 2016-03-02 01:55:50 Kategori: Sanat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Sanat Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Özet
Kısaca belli kalıplar içine konulamayan ve estetik olan insan duygularının dışa vurumudur.
Sanat Nedir Geniş Tanım
Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılığa SANAT denilir.
Sanat, insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur. İnsanlığın geçirdiği evrimler yaşama biçimlerini, yaşama bakışlarını, sanat biçimlerini ve sanata bakışlarını değiştirmiş, her dönemde ve her toplumda, sanat farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır.
Bknz: Sanatın Doğuşu Ve Gelişimi
Bugün sanatın "duygusal ve düşünsel etkileme gücü"ne sahip oluşu daha belirleyicidir. Bu anlayışa en uygun tanımı yapan Thomas Munro'ya göre; "sanat doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir." Sanat, güzel ile uğraşır. Güzel göreceli bir kavramdır. Kendi içinde tutarlı bir bütünlüğü taşıyan şey çirkin, acı verici, iğrendirici bile olsa estetik açıdan güzeldir.
Sanat, nesnel ve öznel yaklaşımlara göre farklı açıklanır. Nesnel yaklaşımda sanat, toplumsal etkilerle, öznel yaklaşımda ise salt bir bireysellikle yaratılır.
Filozof ve Sanatçıların Sanat Tanımları
Kant'a göre; sanatın kendi dışında, hiçbir amacı yoktur. Onun tek amacı kendisidir. Güzel Sanatı ancak deha yaratabilir.
Hegel'e Göre Sanat: sanattaki güzellik doğadaki güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür. Kendisine doğanın taklidinden başka amaç bulmalıdır.
Karl Marks'a Göre Sanat: yaratıcı eylem, insanın ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir aşamasıdır. Bu, toplumsal bir karakter taşır. Sanat, yaşamı insanileştiren bir olgudur. Araştırıcı, yaratıcı, çok yönlü tümel insana ulaşma çabası içinde sanatlar gelişebilir.
Benedetto Croce Göre Sanat: güzelliğin yerine anlatımı öne çıkarır. Sanat, sezginin ve anlatımın birliğidir. Bireysel ve teorik bir etkinliktir. Doğa, sanatçının yorumu ile güzel olabilir.
Heinrich Heine Göre Sanat: Sanat, tıpkı dünya gibi, başına buyruktur, ve insanın dünyayı kavrayışı durmaksızın değişirken dünyanın her zaman aynı kalması gibi, sanatın da insanların geçici kavramlarından bağımsız kalması gerekir; böylece sanat özellikle ahlaktan bağımsız kalmalıdır çünkü ahlak, dünya üzerinde ne zaman yeni bir din çıkıp eskisini bir yana itse, sürekli olarak değişir.
Ernst Fischer'e Göre Sanat: Çürüyen bir toplumda, sanat, eğer gerçeğe sadık olacaksa, çürümeyi de yansıtmalı. Ve eğer toplumsal işleviyle bağlantısını koparmak istemiyorsa, sanat, dünyanın değişebilir olduğunu da göstermeli. Ve değişmesine yardımcı olmalı.
Schopenhauer'e Göre Sanat: Nesnelerin çekiciliği bize dokunmadıkları ölçüdedir. Hayat hiçbir zaman güzel değildir; güzel olan hayat üzerine yapılmış betimlemelerdir sadece.
Bknz: Filozofların Sanat Anlayışı
Sanat Eserlerinin Genel Özellikleri
1. Öznellik
2. Biriciklik
3. Özgünlük
4. Estetiklik
5. Ölçülülük (Oran ve Simetri)
6. Kalıcılık
7. Yerellik - Evrensellik
Bir Sanat Eserinde Olması Gerekenler
1. Sanat Eseri Teknik Olarak Kalıcı Olmalıdır : Sanat eseri teknik olarak kalıcı olmalıdır, mesela Leonardo da Vinci’nin kendi yaptığı boyaların 5-10 yıl sonra bozulduğunu düşünün, o zaman bu sanat eserleri olur muydu? Veya Franz Kafka’nın Naziler tarafından yakılmış eserlerini düşünün, yakılmadan önce bu eserler vardı ama şimdi?
2. Sanat Eserlerinde Orijinallik : Sanat eseri sanatçının anlatmak istediği evrenin bir parçası hakkındaki algılamalarını bize verirken o eser en azından teknik olarak özgün-orijinal olmalıdır, yani daha önce “bu şekilde bir algılama aynı teknikle” verilmemiş olmalıdır.
3. Sanat Eserlerinde Çarpıcılık : Sanat eseri çarpıcı olmalıdır (Katharzis etkisi için), bunun için sanat eserinin kompozisyonunun, düzeninin, renklerinin, ritminin albenili olması gereklidir, ki sanat eseri değerlendirici kesim tarafından algılanabilsin, dikkati çekilsin, bu şimdiye kadar yapılmamış teknikler uygulanarak, gariplik, çirkinlik özelliği kullanılarakta yapılabilir, ama en çok kullanılan güzellik, hoşluk, estetik ve çarpıcı cümleler renkler öğelerdir.
4. Sanat Eserlerinde Çağdaşlık : Sanat eseri çağına uygun biçimde ve çağdaşlarıyla uygun sanat ekollerinin birisine atfedilecek bir şekilde veya en azından bu ekollerden birisine benzediği varsayılarak değerlendirilir. Eğer bunlar uygulanamıyorsa Sanatçının sanat eserleri yeni bir ekol sayılabilcek düzeyde (kalitede ve kantitede) olmalıdır-ki sanatçının bu yeni sanat eserleri dizisi eski ekollerle sürekliliği olan yeni bir ekol sayılabilsin. Eğer bu ekoller o sanat eserine uygulanamıyorsa, veya sanat tekniğinde ekoller çok belirgin değilse, o zaman o eserler içerdikleri objelere görede sınıflandırılabilirler.
5. Sanat Eserlerinde Evrensellik : Sanat eseri evrensel olmalıdır, yani dünyadaki tüm sanattan iyi anlayan değerlendiriciler tarafından zaman içinde ortak sanat değerleri dizisinde yeri olduğu fikri ortak olarak benimsenmelidir, bu zaman alıcı bir süreçtir, sanat eseri tüm dünyadaki sanat değerlendiriclerinin beğenisini kazanmasını gerektiren süreçlerden geçmelidir ve bu yorumlar kalıcı olmalıdır. Bu süreç aynı zamanda sanat eserinin “Klasik” bir sanat eseri olduğu mertebesini de beraberinde getirir. Eğer sanat eseri tüm yorumcular tarafından aynı düzeyde algılanmıyorsa veya yorumcular yorumlarını ve ilgilerini o sanat eseri için zaman içinde değiştiriyorsa o sanat eseri sadece beğenildiği zaman süreci içerisinde Klasik olarak değerlendirilmez ama bir kısım değerlendirici tarafından belli bir süre sanat eseri olarak algılanıyorsa o zaman “Popüler” sanat olarak değerlendirilir (Pop müzik gibi). Eğer bir sanat eseri yeterli sanat değerlendiricilerinin değil de sanat bir kolu eseri ve tarihi hakkında yeterli sanat değerlendiricileri kadar bilgisi olamayan kişiler tarafından değerlendirilmiş ve sürekli değil ama belirli bir süre için belli bir yerde büyük sayıda kişi tarafından beğeni kazanmış eserler de Popüler sanat ünvanını kazanır. Ama bir sanat eseri hemen her yerde tüm yeterli sanat değerlendiricilerinin çoğunluğunun (hepsinin olmayabilir) beğenisini her zaman kazanıyorsa o eser Klasiktir.
6. Sanat Eserlerinde Kişisel Devamlılık : Sanatçının evrimi sanatçının eserleri en azından onun belli bir dönemi için, evren parçaları hakkındaki görüşünü gösterir, insan doğasına uygun olarak belli dönemlerinde veya tüm sanat yaşamı boyunca eserleri onun bu görüş açısını yansıtır, yine insan doğasına uygun olarak zamanla sanatçı değiştikçe bu görüş açısıda değişebilir, genellikle bu değişim sanatçının eski bakış açılarına uyumlu bir biçimde olur. Yani bir sanatçının sanatı sürekli olarak değişir. Bunu sanatçının gelişimi, değişik evreleri diye adlandırmak mümkündür.
7. Sanat Eserlerinde Yayınlanma Gerekliliği : Sanat eseri yayınlanmalıdır, alıcıların-değerlendiricilerin yani tüm insanlığın görüşüne sunulmalıdır, yayınlanmamamış bir eserin anlamı eser eğer imkansızlık nedeni değilde bilinçli olarak yayınlanmamışsa o eseri yaratanın kişisel tatmininden öteye geçmez, yayınlanmamış bir bilimsel araştırmadan farkı yoktur.
8. Sanat Eserlerinde Soyutlama -Değiştirme : Sanatçı evreni kendi aklına göre yorumlamalıdır, tamamen orijinaline benzeyen kayıtlar sanat değildir. Estetik kaygılar, soyutlama ve saflaştırma, Aristonun Mimesis ve Katarsis mental tekniklerine-kuramları gibi sanat teoriği ve estetik kurallar uygulanır. Bu değiştirme sembolizm yani semboller kullanılarak bazı kavramların yeniden tanımlanmasınıda içerebilir.
9. Sanat Eserlerinde Yaratıcılık / Özgünlük : Bi sanat eseri özgün olmalı her yerde karşımıza çıkabilecek veya herkesin yapabileceği birşey değil insanı şaşırtan, hayrete düşüren, ufkunu açan, hayal dünyasını geliştiren bir yapısı olmalı. Sanat eseri özgün olmalı bir konu üzerine çalışma yapan 3 sanatçının her birinin ortaya sunduğu eser kendine has olmalı. Kısaca her sanatçının kendine has bir yaratılığı olmalı.
Sanat Eseri Neden Gereklidir
Sanat yaşamın içinden geldiği gibi aynı zamanda toplumda yaşayan bireylerin yaşamlarını da etkiler. Toplum sanatın olası içeriğini ve işlevini belirler. Burada sanatçı önemli bir noktadır. Çünkü bu eserler onun bir parçasıdır. . Sanat, duyular dünyasından işlevde, biçimde ve içerikte kökten ayrıdır; ama gene de bu dünyanın bir parçasıdır. Sonuçta sanatçı da bu dünyanın içinde yaşadığına göre sanat eserinin bu dünya ile ilişkisiz, tamamıyla kopuk olduğu düşünülemez. Sanat sadece gerçeğin bir betimlemesi değildir; kendi gerçeğinin bir koşutudur. Sanatın kendi içersinde bir hayatı vardır. Gerçekte sanat, toplumun bir parçasıdır. Çünkü çevresiz hiçbir şeyin olmayacağını bilmemiz gerekir. Sanat sadece insan ilişkilerinin dayandığı iletişimleri olanaklı kılmaya yardım etmekle kalmaz; üstelik bu ilişkilerin niteliğinin de bir parçasıdır.
Sanatın Sınıflandırılması
Sanat genel olarak önce iki gruba ayrılır:
A) Endüstriyel Sanatlar (Zanaat)
B) Güzel Sanatlar
A) Endüstriyel Sanatlar (Zanaat)
Kısaca değinmek gerekirse el işçiliği ile yapılan yine marifet ve yaratıcılık isteyen fakat para karşılığı yani endüstriyel şekilde yapılan faaliyetlere Zanaat veya Endüstriyel Sanat diyoruz.Örneğin: Çinicilik, oymacılık, ahşap işleri, kuyumculuk, marangozluk, demircilik gibi.

B) Güzel Sanatlar
İnsanda heyecan ve hayranlik uyandiran sanatlardır. Yukarıda belirttiğim gibi zanaat kavramından yani marangozluk, demircilik gibi, el işinden çok, ruh ve duyguyu ilgilendiren sanatlardir.
Güzel sanatlar modern sınıflandırmada şu an için 7 alt sınıfa sahiptir. Tabi teknoloji ve insan kültürü değiştikçe bu sınıflandırmalara yenileri eklenebilir.
Bunlar;
1. Yüzey Sanatları: Tüm iki boyutlu sanat çalışmaları, yani bir eni ve bir boyu olan kâğıt veya tuval üzerine, bir duvar ya da kumaş üzerine uygulanan sanatlardır. Resim ve türleri (yağlı boya, sulu boya, baskı sanatları vb.), duvar resmi, minyatür, karikatür, fotoğraf, süsleme vb.

2. Hacim Sanatları: Üç boyutlu sanat çalışmalarıdır. Söz gelimi heykel, seramik, anıtlar vb.

3. Mekân Sanatları: İç ya da dış mekânı kapsayan ya da düzenleyen sanat dallarıdır. Mimarî ve çevre düzenlemesi gibi mekâna ilişkin tüm tasarım çalışmaları bu gruba girer.

4. Dil Sanatları: Edebiyat ve yazı türlerini kapsayan sanatlardır. Roman, hikâye, şiir, deneme, tiyatro metni ve film senaryosu vb.

5. Ses Sanatları: Müzik ve müziğin bütün türlerini kapsayan sanatlardır. Halk müzikleri, klâsik müzikler vb.

6. Eylem Sanatları: İnsan bedeniyle anlatım gücü kazanan sanatlardır. Bale, dans türleri, halk dansları, pandomim vb.

7. Dramatik Sanatlar: İnsanın bir eylemle kendini veya bir olayı, bir olguyu anlattığı sanatlardır. Tiyatro, opera, müzikal oyun, kukla gibi sahne sanatlarıyla sinema, gölge oyunu gibi türler bu grupta toplanabilir.

Bknz: Güzel Sanatların Sınıflandırılması
Bknz: Güzel Sanatlar
Sanat ile Zanaatın Farkı Nedir
Sanat: Estetik, beceri ve yeteneği hayal gücü ile harmanlayıp ortaya bir eser koymak için çaba harcamak; bu çabayı notaya, tuvale, taşa, kağıda vs. aktarıp sonuçta bir eser vücuda getirmektir.
Zanaat: kelime olarak aynı anlama gelmekle birlikte (dilimizde farklı bir sözcük üretilmediği için), el becerisi ile herhangi bir şeyi inşa veya tamir etmek için kullanılmaktadır. Eğitim’le olduğu gibi usta/çırak ilişkisi ile de öğrenilir zanaat. Sanatı andıran estetik unsurlar olsa da, sanatta olduğu gibi özel bir kabiliyet, yeni duygular, değişik tat ve zevkler ve farklı ufuk derinlikleri ortaya koymayı gerektirmez.
Bknz: Sanatcı Zanaatçı Farkı

Sanatın Elemanları
1. Çizgi
2. Renk
3. Biçim
4. Form
5. Doku
6. Valör
7. Espas
Sanatın İlkeleri
1. Denge
2. Ritm
3. Hareket
4. Zıtlık
5. Bütünlük
6. Vurgu
7. Motif

Sanatın Bilim Dalları ile İlişkisi
1. FİLOLOJİ: Dil bilimidir. Dünya üzerindeki var olan dilleri inceler. Dil üzerine yapılan bir çok sanat eseri vardır. Ayrıca dil sanatları dediğimiz dile anlamı güçlendiren, çeşitlendiren anlatım biçimleri mevcuttur.
2. PALEOGRAFİ: Eski yazıların okunmasını sağlayan bilim dalıdır. Yazıların tür ve şekillerini inceler. Eski yazıların bir çoğu yazıtlar veya tabletler üzerine yazıldığı için bugün tarihi eser ve bir çoğu sanat eseri kapsamındadır.
3. EPİGRAFİ: Kitabeleri (taşlar üzerine işlenen yazıları) okuyup araştıran ve yorumlayan bilim dalıdır. Paleografide bahsettiğim gibi bu kitabeler insanlığın ilk sanat eserlerindendir göktürk yazıtları gibi.
4. ARKEOLOJİ: Kazı bilimidir. Toprak veya su altında kalmış, geçmiş uygarlıklara ait kalıntıları ve eserleri saptayarak bunların çıkarılmasını ve değerlendirilmesini sağlar. Yapılan arkeolojik kazılarda çok eski sanat eserlerine rastlanmaktadır. Henüz insanoğlu yazıyı icat etmemişken resim ile ve küçük süs eşyalarıyla sanat eserleri üretiyorlardı. Mağara duvarlarına çizilen çizimler bugün dünyanın ilk sanat eserleri kabul edilmektedir.
5. NÜMİSMATİK: Madeni para (sikke) bilimidir. Geçmişte basılmış paraları inceler. Yine basılan paralar ve üzerine yapılan işlemeler birer onları birer sanat eseri haline getirmiştir.
6. TARİH: İnsan toplumlarında ve toplumlar arasında meydana gelen olay ve gelişmeleri belirli yer ve zaman göstererek sebep ve sonuç ilişkilerini araştırıp, inceleyen bilim dalıdır. Tarih insanın tüm yolculuğunu dolasıyla sanatında yolculuğunu önümüzü sermektedir. Bu anlamda sanatla iç içedir. Sanat tarihi diye al bölümü de mevcuttur.
7. KRONOLOJİ: Zaman bilimidir. Olayların tarihlerini saptayarak, oluşum sıralarını düzenler. Arkeoloji ve tarih gibi sanat eselerinin gün ışığına çıkması kadar onların hangi döneme ait olduklarını bilmek bu sanat eserlerini kronolojik olarak zamanlandırmak çok önemlidir. İnsanlığın ilk dönemde yaptığı sanat eserleri bugünün koşulunda yapıldığında sanat eseri olmayabilir. O dönemde o şartlar altında o kültürde iken ancak birer sanat eseridir. Bu anlamda kronoloji sanat açısından oldukça önemli bir bilimdir.
8. ARKEOMETRİ: Arkeolojik buluntuların saptanması ve tarihlerinin belirlenmesinde, fen, doğa bilimleri, matematiksel ölçüm ve analiz yöntemlerini inceleyen bilim dalıdır. Yukarıda bahsettiğim kronolojinin yapılabilmesi için önce bulunan sanat eserinin yaşlandırılması yani üretildiği tarihin belirlenmesi gerekir bunun içinde arkeometri bilimine ihtiyaç vardır.
9. COĞRAFYA: Her olayın belirli bir mekanda meydana gelmiş olması sebebiyle bu bilim dalı sanat tarihi ile yakından ilgilidir. Coğrafya kültürleri ve dolasıyla sanat eserlerinin gelişiminde önemli rol oynar. Bir coğrafyada olmayan bir şeyi sanatçı yaratamaz en azından ürün olarak onu kullanamaz. Yani sanat evrenseldir fakat biçimi, tarzı, sunumu üzerinde bulunduğu coğrafyanın getirdiği şartların büyük önemi vardır.
10. ETNOGRAFYA (ETNOLOJİ) : Halk bilimidir. Toplumların öz kültürlerini, özellikle halk kültürünü inceler. Sanat insanların kültürlerinden doğar ve kütürden kültüre farklılık gösterebilir. Etnoloji işte her topluma ait kültür ve sanat eserlerini inceler ve literatüre sokar. Yani brezilyada samba, arjantinde tango, ankarada oyun havası hepsi danstır ama kültürden kültüre büyük değişim gösterir.
Sanat Terimleri Sözlüğü
Sanat terimlerinin tamamını yazmak için bir büyük bir ansiklopedi yazmak lazım fakat başlıca terimleri sizin için derledim.
Antropomorfizm: ''İnsan biçimli'' - Sanatsal ürünlerin insan biçiminde yapılmasıdır.
Avamgard sanatı: Tam olarak öncü, önde giden olarak açıklanabilir. Askeri bi metadan gelir ve orduda giden birlik için kullanılırdı. Toplumsal, siyasal ve kültürel anlamdaki değişimlerin farkında olan ve buna taraf sanatçı tipi için kullanılmaktadır.
Bienal: Sanat alanında iki yılda bir düzenlenen sergiler, panelller, dünyanın en büyük uluslar arası avamgard sanat sergisini tanımlamak için kullanılır.
Derinlik: Resimde üç boyut, bir sanat eserinde ise ön plan ve arka plan arasındaki mesafe olarak kullanılır.
Dijital sanat: Bilgisayar destekli bir sanat formudur. Dijital fotoğraf, bilgisayar grafikleri, video, oyun tasarımı, film efektleri, elektronik müzik gibi...
Dördüncü boyut: Zamandır. Dört boyutlu bir şeyin yüksekliği, eni, derinliği ve hareketi vardır. Yani her şey bir zaman sürecinde değişir. Dans, tiyatro ve sinema gibi sanatlar dördüncü boyutu da taşır.
Duvar resmi: İç ve dış mekanların oluşu ve tavanların üzerine yapılan resimlerdir. Tarihi mağara resimlerine kadar görümek mümkündür. Bu alanda yetkinleşme Rönesans döneminde gerçekleşmiştir.Michelangelo, Leonardo da Vinci ve R. Santi bü dönemde konusunu hristiyanlıktan alan figürler yapmıştır. Örneğin, İsa'nın son akşam yemeği.
Eskiz: Bir tasarımın ya da planın tüm hatlarını, özelliklerini gösteren genel çizi.
Estetik: Haz ve güzelliğin ilkeleriyle sanat eserlerinin algılanması, insanların güzelliğe nasıl tepki verdiği, zevkin evrensel mi yoksa görece mi olduğuyla ilgilenen felsefe dalıdır.
Görsel kültür: Sanat terimi yerine kullanılır.
İkonografi: Bir konunun resimsel anlatım standartlaşmış dinsel içerikli sanat yapıtı.
Kitseh: Seçkinlerin beğenmediği, kitlelerinde kopamadığı sanat tarzı. Estetik açıdan bayağı değersiz olan ürün. Çok bilinen ''ağlayan çocuk'' resmi tipik kitseh örneğidir.
Küratör: Koleksiyon oluşturma, araştırma, sergileme ve yazma işiyle sorumlu olan kimse.
Madonna: Hristiyan ikonografisinde bebek İsa ve Meryem'in birlikte tasvir edildiği resimler için kullanılan terimdir. Bu resimlerle tanınan en önemli ressam Raphael'dir.
Mozaik: Küçük birbirinden farklı üç boyutlu parçaları bir yüzey üzerinde yan yana getirerek resim oluşturma tekniğine ve ortaya çıkan esere denir. Daha çok hayvan ve insan figürleri kullanılır. Mitolojik sahneler çoktur.
Figür: Fransızca ''yüz'' anlamına gelmektedir. Sanatta ise, bir çalışmada betimlenen her türlü varlık anlamında kullanılır.
Fresk: Islak sıva üzerine uygulanan bir duvar resmi tekniği. Özellikle kuru iklimler için çok uygundur. Rönesans sanatçıları bu tekniği en üst düzeye ulaştırmışlardır. Kilise duvarlarında görülür.
Galeri: Sanat eserlerinin sergilendiği ve satıldığı salon, bina ya da kuruluş. Latince verandası anlamına gelir.
Natürmont: Kaynağını doğadan alan resim.
Natürmort: ''Ölü doğa'' olarak da adlandırılmaktadır. Konu olarak cansız varlıkların seçildiği resim türüdür. Yaygın natürmort konusu; meyveler, çiçekler, kitaplar, kumaşlar ve çeşitli seramik ya da cam kaplardır.
Nü: Çıplak kadın ya da erkeğin betimlendiği sanat eseridir.
Popart: II. Dünya Savaş'ından sonra meydana gelen köklü değişimlerin bir göstergesidir. Tüketimi çekici hale geirmek için reklamlar, renkli afişler, hatta resimli dergi ve romanlar kullanılmaya başlanır.
Rölyef: Düz bir yüzeyden paranın ya da yüzeyin tamamının dışarı uzaması için yapılan tasarım. Resim ve heykellerde kullanılır.
Röprodüksiyon: Bir sanat yapıtının orjinal formuna sadık kalınarak kopyasının üretilmesidir.
Şövale: Ressamların üzerinde resim yaptıkları 2 ya da 3 ayaklı resim sehpası.
Vandalizm: Sanat ve edebiyat eserlerini tahrip etmeyi tanımlamak için kullanılır. Temel karakteri kültürüne ait olmayan eserlere düşmanlıktır ve bu eserleri yok etmek şeklinde ortaya çıkar.
Bknz: Güzel Sanatlar Sözlüğü
Felsefede Sanatın Sınıflandırılması
Felsefede sanat 3 e ayrılır. Bunlar;1. Algısal Sanatlar
a) İşitsel Sanatlar
b) Görsel Sanatlar
c) İşitsel Görsel Sanatlar
2. Kavramsal (Edimsel) Sanatlar
a) Yazılı Sanatlar
b) Sözel Sanatlar
3. Algısal Kavramsal Sanatlar
a) Görsel Kavramsal Sanatlar
b) İşitsel Görsel kjavramsal Sanatlar

Sanat Akımları
Sanat akımları çok detaylı bir konu. bu konuyu aşağıdaki yazımda sunum şeklinde indirebilirsiniz.
Sanat Akımları Ödevi Slayt

Sanatın Toplum Üzerindeki Etkilerine Örnekler
- Sanat eseri bireyleri geliştirir. Okuduğumuz bir romandan birçok şey öğrenir ve hayatımıza uygularız. Öğrenmenin en güzel yollarından biridir.
- Sanat eseri insan ruhuna iyi gelir sakinleştirir ve düşünmesini sağlar. Dinlediğiniz bir müzikle kendinizi daha iyi hissedip moral bulur veya içinde bulunduğunuz sıkıntıdan uzaklaşır ve rahatlarsınız.
- Sanat eserleri toplumun aynasıdır. Sosyologlar, psikologlar, tarihciler ve diğer bilim dallarında toplumu ve bireyi anlamak için sanat eserleri sıklıkla kullanılır.
- Sanat eserleri geleceğe açılan kapıdır. Sanatçı hayal eder ve bilim adamları sonra onu yapar. bilim kurgu edebiyatındak eserleri düşünün onlarca yıl önce yazılmış bu eserler bilim adamlarına ilham olmuş ve bilime yön vermiştir. Çünkü sanat hayal gücünü geliştirir.
- Sanat hayal gücümüzle birlikte anlama kapasitemizi geliştirir. Sanatçı çoğu zaman istediğini dolaylı yoldan anlattığı için anlamak için bireylerin düşünmesi hatta bazen araştırması gerekmektedir. Yani insanın zihninde bir yolculuk gibidir sanat.
- Sanat toplumları birleştirir çünkü evrenseldir. Aynı şarkı ile bütün milletlerden insanlarla şarkı söyleyip aynı hisleri hissedip dans edebilirsiniz. Bir çok insanı sanat eserleri biraraya getirir.
- Sanatla ilgilenen toplumlar barışçıl ve insan sevgisi doludur.
- Sanatla ilgilenmek, güldürür, düşündürür, hayal ettirir yani insanın düşünsel her noktasına en çokta ruhuna dokunur. Sanatçılartopluma iyi yönde yol açan kanallardır.
Sanat Nedir Konusu Üzerine Bir Deneme
Peki nedir sanat?
Sadece müzeler veya çerçeveli resimler mi?
Ve bu bağlamda, bazı insanlar söyle düşünür:
Ben, sanatı o kadar sevmiyorum yada sadece anlamıyorum. Sanat sanki sadece aydınlar veya sanatsal insanlar için gibi.
Fakat sanat herkes içindir..
Ve aslında çoğu zaman düşündüğümüzden daha fazla yerde bulunabilir.
Beğendiğiniz şarkılar, izlediğiniz filmler, şiirler, tiyatrolar ... büyükannenizin işlediği halı bile;
Hepsi sanat.
Yani merak ediyor olabilirsiniz:
Sanat tam olarak nedir?
Sanatı nasıl tanımlarım?
Aslında bunun cevabı oldukça zor.
Sanat binlerce yıldır etrafta ve zaman içinde farklı şekillerde gelişmiştir.
Ve bunu yapmanın nedenleri kişiden kişiye ve farklı faktörlere bağlı olarak değişir.
Yani sanatı tanımlamak oldukça zor.
Ve tarihte sıkça tartışılmıştır.
Herkesin kabul edeceği tek bir tanım yoktur.
Birçok insan, bir şeyin sanat olduğu zaman sanat olduğunu düşünür.
İçinizde bir duygu uyandırır.
Onun uyandırdığı duygular tamamen kendi geçmişinize, hislerinize bağlıdır.
Aslında yaşam hikayen, seni kim yapan her şeydir.
Bu yüzden üç farklı insan aynı resmi görebiliyor ve tamamen farklı tepkiler verebiliyorlar.
Bir resime bakan üç insan düşünelim;
İlk kişi, gördüğü en güzel şey olduğunu düşünebilir.
ikinci kişi bu resmi korkunç bulabilir.
Ve üçüncü kişi üzerinde ise hiç bir etki yapmaz.
Ve kimse yanlış değil;
Sanat söz konusu olduğunda herkes kendi tercihlerine ve duygularına sahip olur.
En sevdiğiniz şarkının size uyandırdığı hissi, en sevdiği heykelde başkasının hissettiği şey ile aynı olabilir.
Ve o heykelden hoşlanmasan bile, kendine sorman senin için değerli olabilir:
Bu kişi neden bu heykeli çok seviyor?
Belki onun hakkında ya da belki kendin hakkında bir şeyler öğrenirsin.
SANAT terimi gerçekte sadece bir etiket.
Yıllar geçtikçe, insanlar olsun ya da olmasın, onu sınıflandırmaya çalıştılar.
Ama bu sanatın konusu değil.
Kişisel deneyimlerinizle ilgili ve ona verdiğiniz anlamla.
Herkes sanata farklı tepki verir ve ondan öğrenip büyüyebilir.
Sanat bize hikaye anlatma şansı veriyor.
Geçmişimize ve duygularımıza dokunarak. Ve bunu diğer pek az şey yapabilir.
Sonuç olarak Sanat, deha düzeyindeki zekanın, var olana karşı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştığı bir alandır. Sanatçı, zekası ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın anlayanı azdır. Onu anlamak için çaba gerekir.
KAYNAKÇA
Doğan, Mehmet. 100 Soruda Estetik. Gerçek Yayınevi: İstanbul: 1975.Sena, Cemil Estetik sanat ve Güzelliğin Felsefesi. Remzi Kitabevi.lstanbl11: 1972.
Sözen, Metin; Uğur Tanyeli. sanat Kavram ve Terimler Sözlü Remzi Kitabevi İstanbul: 1986.
Timuçin, Afşar Estetik. 2. Baskı BDS Yayınları. 1993.
Sanat Nedir - https://www.nedir.org/modules/wfsection/article.php?articleid=2076
Sanat - https://sanat.nedir.org
Tarih: 2016-03-02 01:55:50 Kategori: Sanat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yap